Yaratıcılık Çocuklukta Öğrenilen Bir Alışkanlık
Herkesin içinde yatan bir yaratıcılık vardır. Bu yaratıcılık her birimizin farklı düşünce tarzından ve benzersiz olmamızdan kaynaklanıyor. Fakat belli kalıpların iyi ve kötü olarak nitelendirildiği toplum hayatında bireysel yaratıcılığı ortaya çıkartmak düşünüldüğü kadar kolay değil. Ellerinde çok fazla imkân olmayan ailelerin ve yüzlerce oyuncağı olmadan büyüyen çocukların, gençlik yıllarında yaratıcılıklarını ön plana çıkarttıkları ve hayatlarını bu şekilde kolaylaştırdıkları görülür. Bu yaratıcılıklarını her zaman için iyi yönde kullanıp kullanmadıkları toplum içindeki seçeneklere göre değişir. Bu yaratıcılığı gün ışığına çıkarmanın nasıl mümkün olduğu konusunda eğitimciler yeni yöntemler üzerinde çalışıyor. Araştırmalar açıkça gösteriyor ki sağlıklı teşvikler esaslı ve uygun gelişim için çok önemli. Yeterince sevgi görmemiş, konuşulmamış, hikâyeler okunmamış ve yaratıcı oyunlarla büyümemiş çocukların fiziksel, duygusal ve akademik açılardan bir çok problem yaşadıkları görülüyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yaygın sorunlardan birisi herkesin teknik öğrenmesi ve kalıplaşmasıdır! ABD’de bir çok genç üniversiteden mezun olduktan sonra orta seviyeli işlerde çalışmaya başlıyor. Bunun nedeni her bir mezunun aynı seviyedeki teknik bilgiye sahip olmasıdır. Başka ülkelerden gelmiş ve farklı kültürleri görmüş mezunlar ise daha yüksek seviyelerdeki işlere sahip oluyorlar. Çünkü kendileri Amerika’daki eğitimden teknik bilgileri aldıkları gibi farklı düşünüş kalıplarına sahip olduklarından yaratıcılıklarını ortaya çıkartmakta güçlük çekmiyorlar.
Toplumda Bireysellik veya Kalıplaşma
Yaratıcılık ve yaratıcı bir şekilde düşünce tarzı çocukluktan öğrenilen bir şey. Televizyon ve bilgisayar oyunları başında büyüyen yeni nesil ne yazık ki yaratıcılığın ne olduğunu bilmiyor. Teknik bütün bilgiler yıllar boyunca çocuklarımızın beyinlerine işleniyor. İster okullarda, isterse aile içinde olsun “Bunu yapmalısın, şunu yapmamalısın” gibi öğretilerle çocukların düşünce tarzlarını geliştirmesi engelleniyor. Daha sonra farklı olmanın korkulacak bir şey olduğunun bilinci beyinlerine yerleşmiş gençler, iyisiyle ya da kötüsüyle toplumda yaratılmış kalıpların içine giriyor.
“Birazcık can sıkıntısı kötü bir şey değildir çünkü insan canının sıkıldığı ve boşlukta olduğu zamanlarda kendisini düşünmek ve yaratıcılık için zorlar.” diyen Dr. Charles Fay ailelere çocukların sevgi ve mantıkla eşit orantıda büyümesi için yardımcı oluyor.
Çocuklar kendilerini eğlendirmek için yaratıcı düşüncelerinin sonuçlarıyla geleceklerindeki akademik ve toplumsal başarı için gerekli olan ustalıklara erişirler. Çocuklarınız size gelip benim canım sıkılıyor dediği zamanlarda telaşlanmayın. Bu gibi durumlarda televizyon kanallarını karıştırmak veya yeni oyuncaklar almak yerine onlarla konuşmayı deneyin. Onlara şunu yap demek yerine sorular sorarak düşünmelerini ve yaratıcı bir faaliyet ortaya koymalarına yardımcı olun.
Kaynak: http://indigodergisi.com/arsiv
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder