İzleyiciler

3 Temmuz 2016 Pazar

METAFİZİK RESİM ANLAYIŞI VE "GIORGIO DE CHIRICO"

Öncelikler 20. yüzyılın en sıradışı sanatçılarından biri olan Giorgio de Chirico'yu tanıyalım..


Giorgio de Chirico Kimdir?

Yunanistan ve Floransa'da sanat eğitimi aldıktan sonra 1906'da Münih Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdi. Burada Nietzsche ve Schopenhauer'in felsefelerini okudu, Arnold Böcklin ve Max Klinger'in eserlerini inceledi.

1909 yazında İtalya'ya döndü, önce Milano, sonra Floransa'ya yerleşti. Bu kentte "fizikötesi şehir meydanı" serilerine başladı. Haziran 1911'de Paris'e giderken Turin'de birkaç gün geçirdi. Bu kentin tonozlar ve piazzalardan oluşan yapısı, "fizikötesi" atmosferi, Chirico'yu çok etkiledi. Paris'te düzenlediği sergiler Pablo Picasso ve Guillaume Apollinaire tarafından fark edildi. Yine bu sıralarda resimleri satılmaya başlandı.

I. Dünya Savaşı'nda İtalya'ya döndü. Savaştan sonra eserleri tüm Avrupa'da sergilenmeye başlandı. 1924'te ilk eşi Rus balerin Raysa Gurieviç ile evlendi. 1928'de New York ve Londra'da sergiler açtı. 1930'da ömür boyu evli kalacağı ikinci eşi yine Rus olan Isabella Pakszwer Far ile evlendi. Birlikte İtalya'ya yerleştiler.

Chirico, en çok 1909 - 1919 arasındaki "fizikötesi dönem" eserleriyle ve bu eserlerde yarattığı duygu atmosferiyle tanınır. Ressam bu dönemin başında, parlak bir Akdeniz güneşinde yıkanan şehir manzaralarını konu almıştır, sonlara doğru ise tıkışık depolardaki manken benzeri hibrid figürleri konu etmiştir. Chirico ilerleyen yıllarda metafizik konuları bırakarak daha gerçekçi bir resme yöneldi. Ancak sonraki dönem resimleri metafizik dönemdeki kadar başarılı bulunmadı.

Chirico, 1925'te Fiziköteci Hebdomeros adlı bir roman yayımladı. Kardeşi Andrea de Chirico da Alberto Savinio adıyla tanınan bir ressam ve yazardır.



Düş ve bilinçaltı patlamalarına dayanan, savaşın getirdiği yalnızlık ve huzursuzluk ortamının etkilerini gerçeküstü bir tutumla yansıtan Metafizik Resim (Fizikötesi Resim), genel anlamda bağlam ve nedenler üzerinde durmaktadır. 1917 yılında biraraya gelen Carlo Carra (1881-1966) ve Giorgio de Chirico (1888-1978) isimli İtalyan ressamlarca başlatılan akım İtalyanca'da Pittura Metafisica ismiyle yer almaktadır.

Metafizik resimlerde genellikle abartılmış bir perspektifle sonsuzluğun ifadesi bulunmaktadır. Boş meydanlar, kentler bazen bir insan figürüyle resmedilirken bazen de kuklayı andıran hareketsiz (cansız kukla ifadesi, yüzsüz) insanlarla resmedilmiştir. Bu tasvirler yalnızlık, sonsuzluk, sınırsızlık duyguları uyandırırken eserlerde soğuk, solgun bir ışık, gri ve kahverengi renkler melankolik bir görünüm vermektedir. Fütürizmin dinamikliğine karşı (bknz: Carra 1920 öncesinde naturalizm ve fütürizm ilgili,Chirico ile tanışınca metafizik çalışmalara yönelir) olarak doğan akım kübist, arkaik (ilkel,primitif) öğeleri resimlerde kullanarak düş dünyasına girmiştir. 1922 yılından itibaren İtalyan sanatında çığır açan Fizikötesi Resim 1920'lerin ortasına kadar yaşamıştır. Giorgio de Chirico 1930'larda daha gerçekçi resimler üzerine yoğunlaşmış fakat metafizik dönemindeki kadar başarılı olamamıştır. 1930'lardan sonra klasik üsluba yöneldiği ve eski üslubunu terk ettiği için eleştirilmiştir. Chirico eserleri ve metafizik resim için, “Benim tuvallerimde, yıkımları haber veren bir sessizlik ve silinip yok olan ışıklar içinde gerçekdışı, tasarlanmış sahneler görülür. Fizikötesi dönemimde benim için gerçeklik, tüm öteki şeylerdi; Kimi kez bir özlem olgusu, kimi kez nedensiz bir can sıkıntısı” demiştir. Eserleri kendinden sonraki sürrealist (gerçeküstü) ressamları da etkilemiş ve "büyük öncü" olarak tanınmasını sağlamıştır. 









Kaynak: 
www.wikipedia.com
www.birgunbiryerde.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder