Happening, senaryo dâhilinde olmayan ve doğaçlama yoluyla yapılan bir çeşit sanatsal etkinliktir. Hayatımıza ilk kez 1959’da, Allan Kaprow’un New York Reuben Galerisi’ndeki “6 Bölümde 18 Olay” adlı gösterisiyle girmiştir. Bunun yanı sıra Claes Oldenburg’un “Dükkân”, “Oto-bedenler” ve “Yıkamalar”; Robert Rauschenberg’ün “Harita Odası II”; Robert Whitman’ın “Amerikan Ayı”; Kaprow’un “Çağrı” isimli eserleri de önemli ‘happening’ler arasındadır.
‘Happening’ ilk olarak seyircilerin ve sanatçıların sanatı deneyimlemek için ipuçlarını takip ettiği kısa senaryolu etkinlikler şeklinde başlamıştır. Alan Kaprow’a göre happening, katılanların sadece oynama uğruna dâhil oldukları bir oyun, bir macera ya da bir dizi etkinliktir. Bu sanatsal etkinlik türünde sanatçılar bir şeyler okuyor, pandomim yapıyor, resim çiziyor, çeşitli enstrümanlar çalıyorlar. Seyirciler ise bu esnada sahneler arasında dolaşıyor ve happening denen olaya katılmış oluyorlar. İzleyicinin aktif katılımıyla gerçekleştirildiği için oyunun ne yönde gelişeceği önceden belirlenemiyor. Bu sayede bir nevi spontane denilen davranış biçimleri sergilenmiş oluyor.
Happeninglerin dünyanın birçok bölgesinde çok hızlı bir biçimde yayılmasının nedeni, bu türün kendine özgü bir doğallığının olmasıdır. ‘Happening’ler sanatçı ve izleyiciler arasındaki duvarı yıkmakta başarılı olmuştur.
“Sanat toplumdan ayrılışının dosdoğru bir sonucu olarak son iki yüzyılda resim mağazası ve müzenin ortaya çıkması ile dünyadan kopuk ve çoğunluğun bildiği varoluşa dair sadece dolaylı göndermeler yapabilen bir hayal dünyası anlamına gelmeye başladı. Galeri ve Müzeler “Şşş, Sakın Dokunma!” atmosferi ile bu düşünceyi billurlaştırıyorlar.”
Alan Kaprow
Kaynak: http://sanatkaravani.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder