İzleyiciler

19 Kasım 2014 Çarşamba

Türkiye'nin ilk ‘küratörü'

Gittiğim her sergide dikkatimi çeken bir kavram vardı "Küratör". Merak ettim ve ne iş yapar bu küratör diye araştırmaya başladım. Araştırmalarım sırasında Türkiye'nin ilk küratörüyle ilgili bir yazıya denk gelince bunu paylaşmalıyım dedim. :) Sizleri yazıyla başbaşa bırakıyorum. Keyifli okumalar...



Vasıf Kortun Türkiye'nin ilk küratörü. Güncel sanatla ilgili bir konu belirliyor, sanatçıları buluyor, sponsorlarla görüşüyor, sergi açıyor. Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi ile oluşturduğu arşivde Türkiye'nin en önemli sanatçıları ve eserleriyle ilgili dokümanlar yer alıyor. Küratörler dünyanın her yerinden arşivi incelemek için geliyor.

Sanat bir iletişim biçimi. Küratörler bu iletişme yön veren kişiler olarak tanımlanıyor. Onlar, her türlü sanat dalı üzerine sergi düzenleyen 'uzmanlar'.

Güncel sanat akımlarını takip ediyorlar. Buna bağlı sergi konusu tespit ediyorlar. Sanatçıları buluyor, onların aynı konu etrafında buluşmalarına imkan yaratıyorlar. Serginin nasıl olması gerektiğini belirliyorlar. Türünü seçiyorlar, yerini saptıyorlar, bütçesini oluşturuyorlar, sponsorlarla fonlanmasını sağlıyorlar. Basında ve sanat çevresinde duyurulması için çalışıyorlar.

Küratörlük özellikle 20'inci yüzyılda çağdaş sanatta yerini almış. 1990'lı yılların başında moda haline gelmiş. Bu tarihten sonra küratörlerde artış kaydedilmiş. Genellikle sanatçılardan küratörlüğe geçişler olmuş. Günümüzde birçok ülkede küratörlük eğitimi veren okullar bulunuyor. Berlin bu işin merkezi konumunda. Türkiye'de ise bu konuda bir eğitim kurumu bulunmuyor. Türkiye küratör kavramıyla 1988'de Vasıf Kortun sayesinde tanıştı. Aradan 15 yıl geçmesine rağmen küratör sayısı sınırlı rakamlara ulaştı.

Kortun, Robert Koleji bitirdikten sonra Amerika'ya sanat tarihi eğitimi almaya gitmiş. Wake Forest Üniversitesi'nde sanat tarihi eğitimi aldıktan sonra New York Üniversitesi'nde aynı konu üzerinde yüksek lisans yapmış. Okuldan mezun olduktan hemen sonra küratörlüğe başlamış. ‘‘Sanat tarihi eğitimi aldıktan sonra yazarak ve çizerek sanatı ifade etmek hoşuma gitmedi. O nedenle araştırma ve organizasyon işine yöneldim‘‘ diyor.

1988'den bu yana küratörlük yapıyor. 1988'de bireysel sergilerle başladığı işini 1994'e kadar İstanbul'da sürdürmüş. Daha sonra sanat tarihi eğitimi aldığı şehre, New York'a dönmüş. Orada New York Resimler Müzesi'ni yönetmiş. Müzenin 'küratör araştırma merkezi'ni kurmuş. 1997'de Türkiye'ye dönmüş. Türkiye'de küratörlük kavramının kendisi ile var olduğunu söylüyor. Sanatçıların 1990'dan bu yana büyük atılım gerçekleştirdiğini belirtiyor. O dönemde küratörlüğe ihtiyaç duyulduğunu anlatıyor. Güncel sanatta birçok iyi sanatçı bulunduğunun altını çiziyor. Aslında yaptığının, bu potansiyeli ortaya çıkarmak olduğunu dile getiriyor: "Benim yaptığım biraz ortalığı karıştırmaktı. Sanatçıları bir araya getirdim. Var olan sistemi düzene soktum. Birçok Türk sanatçıyı dünya platformuna taşıdım. Yurtdışında bulunan sanatçıları da Türkiye'yle tanıştırdım."

Eylül 2001'den bu yana Platform Garanti Bankası Güncel Sanat Merkezi'nde yönetmen olarak görev yapıyor.


‘YAPTIĞIM İŞ DEĞİL'

Kortun, yaptığı çalışmaları bir ‘iş‘ olarak görmüyor: ‘‘Benim yaptığım iş değil aslında. Taksim'i çok seviyorum, Platform, Beyoğlu'nda. İstediğim zaman işe geliyorum. Sevdiğim yerde çalışıyorum.‘‘

Sık sık yurtdışına gidiyor, sergileri izliyor, sanatçılarla tanışıyor. Sanat konusunda gelişen pazarlar ilgisini çekiyor. Dünyada güncel sanat çevresinin birbirini tanıdığını belirtiyor. Bu konuda teknolojinin de büyük yardımı var. İnternet ortamında gruplar oluşturulmuş. Kortun, uluslararası sanat çevresiyle elektronik ortamda haberleşiyor. Bir sergi konusu belirlenmesinden sonra dünyanın her yerinden sanatçıyla iletişim kurabiliyor. Sergiye çağırabiliyor.

Türkiye'de son iki yıldır sanat alanında hareketlenme sağladıklarını söylüyor. Platform Güncel Sanat Merkezi 2002 yılında 11 program gerçekleştirmiş. Bu yıl 10 etkinliğe imza atacaklar.




Kaynak: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr - Şeyda AĞIRGÖL yazısı

16 Kasım 2014 Pazar

Polonya Sanatında Oryantalizm 'İstanbul'da!

İstanbul'un seçkin müzelerinden Pera Müzesi 24 Ekim 2014 - 18 Ocak 2015 tarihleri arasında Polonya sanatının oryantalizmini ülkemize taşımış. 17. yüzyıldan 19. yüzyılın başlarına kadarlık zaman dilimini kapsayan bu sergide resim, desen, grafik ve tekstil eserleri bulunmakta. Yabancı bir çok sanatçının Türkiye'ye gezileri sırasındaki gözlemlerinden de faydalanarak islami dokuları yansıttıdığı bu sergiyi görmeyi ihmal etmeyin derim. Sergi sırasında çektiğim fotoğraflardan birkaçını paylaşıyorum..:)